Fenerbahçe’nin 2012-13 sezonun ilk yarısında oynadığı toplam 31 resmi maça bakılırsa;
Bu maçların 17
sinde ilk golü yiyen taraf ve bunların sadece 4 tanesini geriden gelip kazanmış
( geri kalan maçlarda 6 beraberlik, 7 mağlubiyet)
İlk golü attığı 12 maçta ise 11 galibiyet, 1 beraberlik var, yani ilk golü attığı hiç bir maçı vermemiş sarı kanaryalar. (Daha detaylı hali aşağıda *)
Hedefleriyle,
kadrosuyla ve camiasıyla büyük bir takım oynadığı resmi maçların yarıdan
fazlasında ilk golü yiyor ve bu maçların büyük çoğunluğunu da alamıyor.
Sebepleri çeşitli çeşitli. Konsantrasyon ve motivasyon eksikliği ilk görülen, devamında istek, hırs ve özgüven eksikliği elbet. Çokça kez gördüğümüz de sahada ahenk ve uyum problemi olan, istediklerini yapamayınca daha çok gerilen futbolcular.
İşin psikolojik boyutu ne kadar önemli bir etkense, teknik yönü de öyle tabii.
Rakiplerin iyi analiz edilememesi veya bu analizin futbolculara tam olarak aktarılamaması, antrenmanlarda yeterince rakibe çalışılmaması olası nedenler. Kadro kurgusunda ve takımın oyuncu planlamasında yanlışlıklar olması, bazı mevkiler için alternatif oyuncu yokken, bazı mevkilerde ise ihtiyaç fazlası olması da bu sonuçlara yol açıyor.
Rakiplerin iyi analiz edilememesi veya bu analizin futbolculara tam olarak aktarılamaması, antrenmanlarda yeterince rakibe çalışılmaması olası nedenler. Kadro kurgusunda ve takımın oyuncu planlamasında yanlışlıklar olması, bazı mevkiler için alternatif oyuncu yokken, bazı mevkilerde ise ihtiyaç fazlası olması da bu sonuçlara yol açıyor.
Sahaya bakınca "bu takım ne oynuyor" soruları, "bu takımın kornercisi, penaltıcısı (daha göremedik bu sezon ligde ama) , serbest vuruşçusu kim" sorularıyla destekleniyor, benim gördüğüm (ve herkesin de ezberlediği) bir kornerlerde ön direk organizasyonu var , gerçi kornerleri atan da sürekli değişiyor, o yüzden pek verimli olmuyor her seferinde. Bir sistem var mı, oyun şablonu nedir, yoksa teknik direktörün
kafasındaki sistemin ve şablonun sahaya yansımaması mıdır sorun , vallahi cevabını bulamıyorum.
Elbette ki ilk golü atan hep siz olmazsınız veya ilk golü attığınız her maçı kazanacaksınız diye bir kural da yok. İlk golü yedik diye karalar da bağlanmaz ama bu kadar çok da geriye düşülmez ki. Hadi sürekli geriye düşme hastalığımız var, konstantrasyon düşük takımda, şanssızız rakibin ilk atağı gol oldu, hepsi kabul eyvallah ama bu geriye düştüğün maçların en az yarısını al bari.
Geriden gelip kazandığın maç sayısı çok çok az (17 de 3) , berabere kaldığımız maç sayısı ise 17 de 7.. Galibiyet sayısı bu kadar düşük olmasa bu geriye düşülen maçların yarısını en azından kaybetmedik, yenilgiyi kabul etmiyoruz diyen bir takımdan bahsedilebilirdi.
Geriden gelip kazandığın maç sayısı çok çok az (17 de 3) , berabere kaldığımız maç sayısı ise 17 de 7.. Galibiyet sayısı bu kadar düşük olmasa bu geriye düşülen maçların yarısını en azından kaybetmedik, yenilgiyi kabul etmiyoruz diyen bir takımdan bahsedilebilirdi.
Eğer maçları çevirmede bu kadar zorlanıyorsa bu takım, o zaman da maç içi faktörler (topun canı, şans,hakem, seyirci vs) kadar teknik direktörün oyunu
okumasının ve maça etkisinin ise düşük olduğu da akla geliyor. Bir çok maçı
izlerken, 3 oyuncu değişikliği için aklınıza 3 ten fazla çıkması gereken
futbolcu geliyorsa ve de kim girmeli diye yedek kulübesine baktığınızda 2 tane bile umut ışığı
göremiyorsanız, bir de üstüne bu takıma büyük takım diyorsanız problem var demektir.
17
lig maçında;
- 2 si golsüz bitmiş.
- 4 maçta da ilk golü atmış, 4 ünü de kazanmış. bu 4 maç da Kadıköy’de. (3’ü kadın ve çocuk seyircilerle Kadıköy’de)
- 11 maçta ilk golü yemiş, bunların sadece 2 sini kazanabilmiş (Kadıköy’de Mersin ve Gençlerbirliği maçları), geriye kalan maçlarda ise 5 beraberlik, 4 mağlubiyet var. Bu ilk golü yediği maçlarda alınan 5 beraberliğin hepsi de deplasmanda iken alınan 4 mağlubiyetin ikisi deplasman, ikisi de Kadıköy’de (Antalya ve Karabük maçları)
- 8 maçta ilk golü Fenerbahçe atmış, 7 galibiyet, 1 beraberlik (Kadıköy’de Marsilya maçı) almış.
- 6 maçta ise ilk golü yemiş, 1 galibiyet,2 beraberlik,3 mağlubiyet. O bir galibiyet de deplasmanda B. M’bach maçı.
Bu karne kötü karne
Ligin ilk yarısına bakarsak, oynadığı maçların yarısını bile kazanamamış Fenerbahçe.
17 de 7 galibiyet hiç yakışmıyor, biz sezonda en fazla görmesi gereken mağlubiyet sayısını ise henüz ilk yarıda gördü, 17 de 4 mağlubiyet ...
Diğer resmi maçlarda ise daha başarılı bir görüntü çiziyor gibi görünse de 3 mağlubiyetten birinin Türkiye Süper Kupası'na, birinin de Şampiyonlar Ligi'ne girememeye mal olduğunu unutmamakta fayda var.
Diğer resmi maçlarda ise daha başarılı bir görüntü çiziyor gibi görünse de 3 mağlubiyetten birinin Türkiye Süper Kupası'na, birinin de Şampiyonlar Ligi'ne girememeye mal olduğunu unutmamakta fayda var.
Genel görünüme bakarsak da Fenerbahçe 2012-13 sezonu ilk yarısında oynadığı toplam 31 resmi maçın yarısını kazanmış sadece.
Oysaki puan mücadelelerinde başarı eşiği 3 te 2 oranını aşmaktır, yani şampiyonlukta iddialı olabilmek için oynadığın 3 maçtan 2 sini alman gerekir .
İşte bu eşiği atlayamazsan işin şansa ve futbol ilahlarına kalıyor.
Oysaki puan mücadelelerinde başarı eşiği 3 te 2 oranını aşmaktır, yani şampiyonlukta iddialı olabilmek için oynadığın 3 maçtan 2 sini alman gerekir .
İşte bu eşiği atlayamazsan işin şansa ve futbol ilahlarına kalıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder