7 Mart 2013 Perşembe

Çeyrek finale çeyrek kala


Rakibimiz Viktoria Plzen , Çek Cumhuriyetinin batısı olan Bohemya bölgesinin Pilsen kentinin takımı. Efes Pilsen markasındaki Pilsen kelimesi buradan geliyor. Kent, başkent Prag'a ve Almanya’nın Bavyera’sına komşu, yaklaşık 200.000 nüfuslu, aynı zamanda İzmir’in de kardeş kenti.

Şehrin tek 1.lig futbol takımı olan kırmızı mavililer 100 yılı devirmiş bir kulüp, statları 12 bin kişilik. Ligde uzun zaman asansör takım olmuşlar ama 2005’ten beri kesintisiz devam ediyorlar. En başarılı dönemleri de bundan sonra zaten. Elde ettikleri tek lig şampiyonluğunu 2010-11 sezonunda almışlar, birer kez de Çek Kupası ve Çek Süper Kupası almışlar. Ayrıca, Petr Cech'in doğup futbola başladığı yer ve Pavel Nedved’in profesyonel olduğu takım diye gururlular :)

2008 den beri Çek hoca Pavel Vrba çalıştırıyor takımı. Şampiyonluğu yaşatan bu hoca ile ertesi sezon Şampiyonlar Ligi'nde grup mücadelesi vermiş, Bate Borisov’u geçip 3. olarak Uefa’ya katılmışlar ama orda Schalke’ye boyun eğmişler.
Geçen sezon ligi 3. bitirdiklerinden bu sene Uefa mücadelesi veriyorlar. Temmuz ayında başlayarak toplamda 3 ön eleme oynayıp Uefa grubuna kalmışlar. Grupta, kendi evinde A.Madrid’i 1-0 yendikleri de dahil 4 galibiyet, 1 beraberlik, 1 mağlubiyet(A. Madrid) almışlar. Toplam 11 gol atıp 4 gol yiyerek A. Madrid’in önünde grubu lider bitirmişler. Son 32 maçlarında, Napoli karşısında iki maçta da galibiyet alarak futbol otoritelerini şok ettiler. Özellikle İtalya’da 3-0 kazanmaları büyük sükse yaptı. Şimdi kendi Avrupa tarihlerindeki en iyi yerde, son 16'dalar. Ama karşılarında Fenerbahçe var !

Daha önce sadece bir kez Türk takımları ile karşılaşmış (2010-Beşiktaş) ve elenmişler. Fenerbahçe ise şimdiye kadar 8 kez çek takımları ile karşılaşmış, 5 mağlubiyet 3 galibiyet almış.
Piyasa değerine bakılırsa yaklaşık 25 milyon euro’luk bir takım, yani Fenerbahçe’nin 6 da 1 i kadar yaklaşık. Elbette oyunda bunun hissedilmeyeceği kesin, kağıt üzerindeki bir çok şeyin çoğu zaman çimin üzerinde bir anlam ifade etmediği bir gerçek. En son Milli Takım’ımın Çek Cumhuriyeti karşısındaki oyunu hatırlandığı ve o maçta üç Plzen’li (Darida- Tecl-Limbersky) oynadığı düşünülürse çok önemsenmesi gereken bir rakip olduğu aşikar.

Bu senede ligde S.Prag’ın 1 puan önünde lider durumdalar. Genelde maçlarını 4-2-3-1 oynuyorlar, tek forveti Bakos çok formda, bu sezon 29 maçta 10 gol 6 asisti var. Ortadaki Kovarik – Kolar –Ratrojal, oyunu iki yönlü oynayabilen, skor üretme potansiyeli olan üçlü. Top rakipteyken arkalarındaki Horvath- Darida’ya yaklaşarak 4-5-1 e dönüyorlar. Bu beşlinin bu sene 26 gol ürettiği düşünüldüğünde, Fenerbahçe ortasahasından daha skorcu olduğu ortaya çıkıyor. Ortasahanın göbeğindeki solak kaptan Horvath’ın 37 yaşında olması, bizlere 35 inde olan efsanevi solak eski kaptanımızı hatırlatıyor. 
Plzen'in orta ikilideki parlayan yıldızı ise, Çek Milli Takım’ının da yükselen değeri Darida (22). Çok başarılı ve geleceği parlak bir oyuncu, lig bitiminde daha iyi bir takıma gider diye düşünüyorum. Ayrıca, maçlara genelde sonradan giren hucümcuları Tecl (22) ve Duris (23)‘in bu sezon oynadıkları maçlardaki attıkları toplam 19 golü de unutmamak gerek.
En son, kendi evlerinde 1-1 berabere kaldıkları Banik Ostrava maçında çok etkili değillerdi, bu rakibi eleriz diye düşündüm. Ama futbolda maç maç düşünmek ve o her maçı kendi iç dinamikleri ile şans unsuru ile değerlendirmek lazım. Muhtemelen Plzen o lig maçını oynarken aklı fenerbahçe maçındaydı. Neredeyse tam kadro çıksalar da konsantrasyon eksikliği çok doğal, neticede Avrupa’da çıktıkları en yüksek yerde maçları var 4 gün sonra.

Fenerbahçe’nin tur atlama şansı %60 bence. Bu akşam deplasmanda oynayacağı maçta yenilmeyeceğini hatta galibiyete daha yakın olduğunu düşünüyorum. Çünkü Fenerbahçe, rakibe göre daha tecrübeli bir takım, bu maçları daha bilinçli, daha kontrollü oynamayı biliyor artık. Ayrıca, bu sene Avrupa’daki deplasman başarıları (6 deplasmanda maçında 4 galibiyet, 1 beraberlik) bunu destekliyor. Üstelik Fenerbahçe’nin oyun tarzı bu maçlar için çok uygun, kontrolcü tarzı ile maçı tutacağını, en azından beraberliği cebe koyacağı sağlamcı bir anlayışı var. (evet sıkıcı futbol çıkıyor bunun sonucunda)...
Ben Fenerbahçe’nin, alıştığı 4-2-3-1 den vazgeçmemesini, ileride Sow, arkasında Caner-Salih-Kuyt üçlüsü, onların arkasında da M.Topal - Cristian ikilisi ile oynamasının faydalı olacağını düşünüyorum. Özellikle sol kanat çok kritik, son Beşiktaş maçında çok açık verildi oradan, yine o maçtaki gibi önde Sow arkada Ziegler olursa çok sıkıntı yaşanır gibi. O yüzden ya bu ikili çok daha fazla efor sarfedecek ( bu da Sow'u karşı kale'den biraz daha uzaklaştıracak). Veya sol önde Caner ve tek forvet (Sow) tercih etmek düşünülebilir. Çok formda olan Sow ‘un bu performansında yalnız kalmaması lazım, Webo (oynarsa) ve Kuyt ile Cristian'ın kendilerinden beklenileni vermeliler.

Herkes üstüne düşeni yaparsa 2 galibiyetle çeyrek finali görmek hiç zor değil, başarılar Fenerbahçe ...


Diğer eşleşmeler :

Diğer maçlar da oynanmadan önce kim tur atlar diye tahmin yapayım dedim kendi kendime. Koyu renkli takımlar tur atlar diyorum, bakalım ne kadar tutturacağım :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder