27 Nisan 2013 Cumartesi

Zafere Uçuş


Saracoğlu'nda bir Uefa Yarı Final maçı izlettiren ve bunu galibiyetle süsleyen Fenerbahçe takımına ve tüm unsurlarına  sonsuz teşekkürler. Fenerbahçe, simgesi kartal olan Lazio'dan sonra başka bir Avrupa kartalına da Kadıköy'den çıkış olmadığını gösterdi. 

Fenerbahçe adına çeşitli ilklere sahne olan bu Avrupai gecede, tam bir kupa eleme maçı bilinciyle oynayan çubuklular, maçın iki ayaklı olduğu hiç unutmadan, sahasındaki ilk maçta gol yemeden kazanmayı kurgulamıştı. İlk 10 dakikada rakip daha iyi gözükse de, sonrasında Fenerbahçe oyunu kontrolü altına aldı ve maçın sonuna kadar da pozisyon vermeden pozisyonla bularak çok baskın oynadı. Tribünden büyük desteğimizi arkasına alarak rakibe çok net pozisyon vermediği gibi, mücadele ve fizik gücü ile daha üstün taraftı. Adeta rakibi bunalttı, kaçan penaltı ve iki direkten dönen top olmasa, rövanş için Lizbon'a turistik amaçla gidiliyor olabilirdi. 

Cristian'ın atamadığı penaltı sonrası, takımın ona koşarak destek vermesi gerçek bir "takım" oluştuğunu gösteriyordu ve bu takımdaşlık da bir Uefa yarı final galibiyetine imza attı. Galibiyetin mimarı Aykut Kocaman ve ekibi, emekçileri de sahada formasını terleten çubuklulardı. Müsabakada görev olan tüm oyuncularımız iyi konsantre olmuş ve isteklilerdi ama Kuyt, Gökhan ve Egemen daha da parladılar. Bu blogda sık sık performansını eleştirdiğim Kuyt; bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini bu sefer isabetli pasları, adam eksilten çalımları, kaleye yakın oynayarak yarattığı tehlikeler ile süsledi. İlk yarı Sow'a yaptığı asist ile ikinci yarı kendi vuruşu direkten döndü. Sanırım, kendi ülkesinde oynanacak finali en çok isteyenlerin başında geliyor. Gökhan, defansif görevlerini iyi yaparak karşısında oynayan Ola John'a (bu sene 39 maçta 4 gol, 9 asist) fırsat vermediği gibi, onu peşine takıp ilk yarı sonunda kazandırdığı penaltı ile ona sarı kart aldırdı. İleriye sık çıkışları ve bindirmeleri eski Gökhan'ı anımsattı, rakibin dengesini oldukça sararak "bozalım oyunlarını" dedi. Egemen ise birebir oynadığı Cardozo'ya (bu sene, 40 maçta 29 gol, 6 asist) nefes aldırmadı, kusursuz oynadı nerdeyse.  Ve "karşı kale" önlerindeki gol arama macerasında, Limasol maçındaki gibi zafere ulaştı. "Fly high to glory" pankartı, meğerse Egemen'in gol için yaptığı yüksek uçuşun haberini veriyormuş bize önceden. Diğer futbolcuların da eksiği yoktu neredeyse, Meireles ve Sow oldukça üst düzey onadılar, Yobo ve Mehmet Topal defansif sağlamcı oyunlarında, Webo da ilerideki diri oyunu ile başarılıydılar. Salih ise, takımın gol uğuru olma yönünde emin adımlarla ilerliyor. Uğurböceği gibi maçın içine konduğunda, Fenerbahçe gol buluyor. 
Maç oynanmadan önce tur atlama için şanslar eşitti (hatta Fenerbahçeli olmayanlara göre şansımız çok düşüktü). Şimdi ise terazide Fenerbahçe daha ağır basıyor. Rövanş maçında, tek farklı gollü mağlubiyet ile birlikte galibiyet ve beraberlik sonuçlarının işimize yarayacak olması önemli bir avantaj. Ancak temkinli ve kontrollü olmakta fayda var, çünkü Kadıköy'de varlık gösteremeseler de rakip bizi daha iyi tanıdı, kendi sahasında daha agresif ve coşkulu oynayacak, silahlarını daha etkin kullanacaklar. Avantajı kenara koyup bu maça gol atmak ve "Fenerbahçe yenilmez" şiarıyla çıkmak final kapısını açacaktır. Bu konuda Aykut Kocaman ve teknik ekibe güvenim tam, ilk maçta rakibi çok iyi analiz ettiklerini ve takımı çok iyi hazırladıklarını gösterdiler, ayrıca bu sene oynanan tüm Uefa deplasman maçlarındaki yenilmezlik de önemli bir tecrübe. Lizbon'daki Işık (Luz) stadındaki mücadelede, Fenerbahçe için umut ışığı daha parlak ...

Fenerbahçe kimi yendi ?


Sürekli Fenerbahçe'nin oynadığı rakipleri küçültme, "köy takımı" yaftasını yapıştırma çabasında olanlar yine başlayacaklar bu ucuz ve kirli yayınlarına. Rakibi büyütmeden de küçültmeden de verileri ortaya koyalım.
  • Market değeri yaklaşık 190 milyon Euro olan bir takım. Yani futbolcularının ederi Fenerbahçe'den yaklaşık %30 daha yüksek parasal değer ifade ediyor.
  • Bu yıl Uefa maçlarında yenilgisi olmayan, 6 aydır, yani 38 resmi maçtır yenilmeyen bir takım
  • 2009-10 sezonunda göreve gelen hocaları Jorge Jesus yönetiminde, Portekiz Liginde 1 kez şampiyon 2 kez 2.ci olmuş, bu yıl da bitimine 4 hafta kalan Portekiz liginde 4 puanla namağlup lider. J. Jesus döneminde Portekiz Kupasını ve Süper Kupasını alamamışlar ama lig kupasını da üç yıl üstüste kazanmışlar ( Uefa'nın Avrupa Ligler sıralamasına göre Portekiz ligi, Fransa Ligi ile 5. cilik mücadelesi veriyor, 2012 itibariyle de 5.ciler. Türkiye Süper Ligi ise 2012 de ilk 10 a girebildi, 10.cu durumda)
  • 2009-10 sezonundan bugüne kadar 26 Şampiyonlar Ligi, 28 Uefa Ligi mücadelesine çıkmışlar, 2009-10 Uefa Çeyrek Final, 2010-11 de Uefa Yarı Final, 2011-12 Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finalini oynamışlar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder