Fenerbahçe’nin klasik sıkıcı, tatsız tuzsuz maçlarından biriydi. Bu sene coşkulu oynayan, temposu yüksek, daha çok hücumu düşünen bir takım görmek de çok zor. Futbol tuhaf oyun gerçekten, Fenerbahçe'nin son 3 lig maçına bakılırsa, en iyi oyunu evindeki Sivas maçıydı ama onu kaybetti, o oyundan daha kötü oynadığı iki deplasmanı ise galibiyetle kapattı. 13 hafta sonra gol yemediği bir maç ve bu maçta alınan galibiyet, hele ki bunu deplasmanda başarabilmek takımın morali ve motivasyonu için çok önemliydi. Çünkü bu takımın en önemli sorunu maddi değil manevi, yani fiziksel ya da sistemsel sorunlarından çok inanç, istek, moral gibi kavramları kazanması gerekiyor, o yüzden alınan bu galibiyeti önemsemek gerekir.
Her iki takım da pas oyununu seven, kontrol etmeyi seven mentalitede olduğundan kazanma hırsı, oyun heyecanı ve zevki sahada pek görünmedi. Vasat kelimesi tüm sahada olanları betimlemek için yeterliydi. Zaten maçta topu topu 2 sarı kartın olması da bunu ispatlar nitelikteydi, ancak Fenerbahçe’nin gördüğü sarı kart düşündürücü. Son dakikalarda takımı için hiç bir tehlikenin olmadığı bir alanda Meireles’in yaptığı bu sert hareket - direk kırmızı olabilirdi Premier Lig'de oynamış, Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmış bir oyuncuya hiç yakışmadı. 3 sarı
kartı cebinde olan Raul bir sarı kart daha alarak haftaya
Doğu Karadeniz turuna katılamayacak olması umarım ki sorgulanır. Ayrıca Meireles’in 4 maçlık cezasından sonra bir türlü ekim-kasım
aylarındaki iyi oyununu tutturamaması da ayrı bir konu, teknik kadro bunu da mesele yapmış olmalı.
Oyunculara giriş yapmışken devam edelim:
Kuyt !!! Fenerbahçe taraftarının eleştiri oklarındaki 1 numaralı hedef olan Selçuk'u tahtından indirecek gibi bu gidişle. Fenerbahçe Krasiç gibi Kuyt transferinde de mi yanlış bir adam aldı getirdi ? Çok formsuz ve güçsüz, doğal olarak oyun zekasının gerisinde kalıyor vücudu. İlk 11 de olması kadar oyunda bu kadar kalması da şaşırtıcıydı. O'na 70 dakika tahammül edebilen hocayı tebrik etmek lazım, gerçi sağ açığı çıkarıp yerine ön libero (Mehmet Topal) koyması her ne kadar anlaşılamaz olsa da Kuyt'un çıkmasının etkisi yanında pek rahatsız etmedi. Ligin ikinci yarısından itibaren Fenerbahçe'nin en kötülerinden biri ve biraz dinlenirse iyi olacak (sözleşmesinde her maç oynar diye bir madde yoksa tabii). Kötü performanslar serisine Cristian'ı da anarak son verelim. Evet forvet arkası oyuncusu olmadığı halde bu bölgede görev veriliyor ve başarılı olamıyor, 2 li ortasahada çok daha başarılı ama biraz istek biraz coşku olmaz mı hiç ? Bu performansıyla ilk 11 i hak etmiyor, Aykut Hoca'yı yine tekrar tebrik etmek lazım ikinci yarıya Cristian'sız başladığı için.
İlk yarı sonunda, takımın kronik sorunlarından şut atmamayı aşan Emre'nin kaleye gönderdiği top kaleciden dönünce, Webo'nun Fenerbahçe'deki ikinci golü geldi, bunu da kafayla atan Kamerun'lu artık çubukluya alıştığını da gösterdi. Aslında soyunma odasına gol yemeden önde girmek hocanın rahatlamasına sağladı. Skor bulmak değil skor korumayı daha çok seven Aykut Kocaman ikinci yarı Cristian yerine Caner girmesiyle topa daha çok sahip olan bir takım oluşturdu. Bu değişiklik taraftarda ise ilk yarı sol kanada mahkum edilip kaleden uzaklaştırılma cezası verilen Sow'un forveti çiftleme ve 4-4-2 oynayabilme düşüncesine yol açtı. Taraftar bu takımın 4-4-2 oynama ihtimalini sevdi ama gerçek pek öyle değildi. Yalancı bahar gibiydi, çünkü Sow, Webo'nun arkasındaydı, 4-2-3-1 devam ediyordu, Cristan'ın yapamadığı görevde bu sefer Sow vardı. Yalan da olsa mutluydu taraftar biraz da olsa. Sow ilk yarıda sol kanadı boşaltıp içeri girme huyundan yeni bölgesinde de vazgeçmiyor, yine forvet bölgesinde gol arıyordu. Ama burada da Kuyt çıkıp Mehmet Topal girince bu sefer
Sow sağa geçti, üç ortasaha önlerinde Caner-Webo-Sow üçlüsü
oldu, Sow böylece maçtaki 3. görevine başladı, soldan sağa Sow oldu. Tam Webo çıkarken "mı acaba" diyorduk ki orayı da Semih doldurunca Sow 3 te kaldı ve bu maçı bir tek forvet olamayarak tamamladı.
Fenerbahçe'de 3 puanın ilk üçlüsü Sow, Emre, Webo'ydu. Aykut Kocaman geçen hafta sahaya sürdüğü 11'ini - maç kaybetse de - aynı şekilde sahaya çıkarak kararlılığını gösterdi. Böylece 7 günde 3 deplasman yolculuğunun ilk durağından galibiyet, güven ve moral aldı. Sıradaki Bate deplasmanına bu maçın olumlu etki yapacağını düşünüyorum.
Bu arada bir not da Mersin İ.Y yöneticilerine: Fenerbahçe geliyor diye uyanık esnaf mantığıyla bilet fiyatlarına yaptığınız büyük zam neticesinde ortaya çıkan boş tribünler sizin bu yaptığınız boş işin resmidir. Umarım, yolunacak kaz gibi gördüğünüz taraftarların futbolun temel direği olduğunu hatırlamışsınızdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder